30 Mayıs 2010 Pazar

JOSE MOURİNHO DOSYASI


Dünya futbolunun en karizmatik teknik direktörü olarak kabul edilen 26 Ocak 1963 doğumlu Jose Mourinha, futbol dünyasında ‘Özel Birisi’ olarak adlandırılıyor.


Portekizli ünlü kaleci Jose Felix Mourinho’nun oğludur. Baba Mourinho; Belenenses ve Vitoria Setubal formaları giymiştir. Annesinin Maria Julia Mourinho’dur, ilkokul öğretmenidir. Setubal doğumludur. Amcası Setubal stadının yapımında çalışmıştır. 1974 yılında Salazar yönetimi yıkılınca aile tüm mal varlığını kaybetmiştir.


Annesi tarafından sürekli başarılı olması ve rekabetçi olması konusunda desteklendi. Çok popüler bir çocukluk geçirdi. Babasının oynadığı takımları rakip oyuncuların forvetlerini babası için analiz ediyordu.


Futbolcu olma konusunda babasının ayak izlerini takip etti. Belenenses genç takımına kayıt oldu. Babasının koçluk yaptığı Rio Ave takımına geçti. Belenenses ve Sesimbra’da oynadı fakat futbolcu olabilecek gücü, hızı ve yeteneği yoktu.


Futbolcu olamayacağını anlayınca antrenör olmak için çalışmalara başladı. Annesinin tüm karşı çıkmalarına rağmen Lizbon Teknik Üniversitesi’nin spor bilimleri akademisine kaydoldu. 5 yıllık eğitim sonrası beden eğitimi diploması aldı.

Koçluk dersleri aldığı sırada İngilizce’sini de geliştirdi. Bu arada motivasyon ve psikolojik teknikleriyle ilgili olarak kendi kendine eğitim veriyordu. Koçluk ile teorileri karşılaştırıyor, futbol antrenörü rolünü yeniden tanımlamak istiyordu.

Bir okulda antrenörlük yaparken doğduğu şehrin takımı Setubal’ın genç takımında 1990’ların teknik direktörlük yapmak için görevi kabul etti. Ardından Estrela Amadora’da yardımcı antrenörlük görevini kabul etti.

Hayatının şansını ise 1992 yılında yakaladı. Sporting Lizbon’un başına geçen Boby Robson’a hem çevirmen hem de yardımcı antrenörlük yapması için teklif getirildi. Teklifi kabul etti.


Yönetim Mourinho ile Robson’ın arasına mesafe koymak istedi ama genç teknik adam deneyimli İngiliz teknik adamın saygısını ve sevgisini kazanmayı başardı. Robson Sporting’ten kovulup, Porto’nun başına geçtiği zaman Mourinho’yu da yanında götürdü.


İkili 1996 yılında Barcelon’nın başına geçti. Mourinho’da bu dönemde Katalanca öğrenmeye başladı. Kısa sürede bu dili çözdü. Ailesini Barcelona’ya getirdi. Artık Robson’un basın toplantılarında İspanyolca ve Katalanca çevirileri o yapıyordu.

Robson ile Mourinho’nun taktik anlayışları birbirini tamamlıyordu. İngiliz teknik adam futbolun hücum yönünü ön plana çıkarırken, Mourinho daha fazla defansif yönler üzerinde çalışıyordu. O sezon Barcelona Kupa Galipleri Kupasını kazanmayı başardı.


Robson’ın ayrılmasından sonra Louis van Gaal ile çalışmaya devam etti. Hollandalı teknik adamdan futbolun vicdani yönlerini öğrendi. Oyunculara sayısal yaklaşmanın faydalarını gördü. Bu arada da Barcelona B takımını çalıştırmaya başladı.


Van Gaal ile 2 sezon La Liga şampiyonluğu yaşadıktan sonra Benfica’da Jupp Henyckess’in yardımcısı olarak Portekiz Ligine geri döndü. Fakat Benfica’da Jesualdo Ferreira’nın baş asistan koç olması istendi. Bunun üzerine çılgına dönen Mourinho, Ferreira’yı hedef alarak, “Bu, 30 yıldır eşeklik yapıp da at olmayı başaramayan adamın hikayesidir” dedi.

Bu açıklamadan sadece bir hafta sonra Mourinho eski hocası, Boby Robson’un teklifini kabul ederek Newcastle United’da asistan koçluk görevini teklif etti. 2 sezon sonra Newcsatle’ı ona bırakmayı da teklif etti. Mourinho bu teklifi kabul etmedi.

Benfica’da iyi işler yapmasına rağmen bir türlü beklediği saygıyı göremedi. 2001 yılının Ocak ayında Leiria’dan gelen teklifi kabul etti ve ilk kez tek başına bir takımın hocalığını üstlenmiş olduRobson’ın ayrılmasından sonra Louis van Gaal ile çalışmaya devam etti. Hollandalı teknik adamdan futbolun vicdani yönlerini öğrendi. Oyunculara sayısal yaklaşmanın faydalarını gördü. Bu arada da Barcelona B takımını çalıştırmaya başladı.


Van Gaal ile 2 sezon La Liga şampiyonluğu yaşadıktan sonra Benfica’da Jupp Henyckess’in yardımcısı olarak Portekiz Ligine geri döndü. Fakat Benfica’da Jesualdo Ferreira’nın baş asistan koç olması istendi. Bunun üzerine çılgına dönen Mourinho, Ferreira’yı hedef alarak, “Bu, 30 yıldır eşeklik yapıp da at olmayı başaramayan adamın hikayesidir” dedi.

Bu açıklamadan sadece bir hafta sonra Mourinho eski hocası, Boby Robson’un teklifini kabul ederek Newcastle United’da asistan koçluk görevini teklif etti. 2 sezon sonra Newcsatle’ı ona bırakmayı da teklif etti. Mourinho bu teklifi kabul etmedi.

Benfica’da iyi işler yapmasına rağmen bir türlü beklediği saygıyı göremedi. 2001 yılının Ocak ayında Leiria’dan gelen teklifi kabul etti ve ilk kez tek başına bir takımın hocalığını üstlenmiş oldu

Sadece bir yıl sonra devre arasında Porto’nun başına geçti. 15 maçta 11 galibiyet 2 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldı. Göreve devam edip etmeyeceği tartışılırken, o çok iddialı bir çıkış yaptı ve “Gelecek sezon şampiyonuz” diye söz verdi.


Charlton’a kiralık verilen Jorge Costa’yı geri çağırdı. Leiria’dan Nuno Valente ve Derlei’yi, Setubal’dan Paula Ferreira’yı, Boavista’dan Pedro Emanuel’i ve Benfica’nın serbest bıraktığı Jankauskas ve Maniche’yi Porto’ya aldı. Bu sıradan transferlerle şampiyon olunmaz diyenleri büyük bir ders bekliyordu.

Sezon öncesi yapılan kampta Mourinho, tüm idmanları rapor halinde kulübün internet sitesinden yayımlandı. Günde 20 km koştuk, şu kadar egzersiz yaptık diye raporlar yayımlıyordu. Bu Portekiz basını tarafından ‘kendini hala öğretmen’ sanıyor denilerek eleştirildi.

Mourinho’nun amacı ‘Yüksek Basınç’ adını verdiği oyun sistemini futbolcunun kafasına ve bedenlerine yerleştirmekti. Derlei, Maniche ve Deco gibi yıldızlar topla uzak kalıyorlar ama fizik kapasitelerini her gün artıyorlardı. Herşey bilimsel yapılıyordu.

İlk sezonunda sözünü tutan Mourinho, 27 galibiyet 5 berberlik ve 2 mağlubiyetle en yakın rakibi Benfica’nın 11 puan önünde şampiyonluğa ulaşıyordu. 102 puanın 86’sı alınıyordu. Porto’nun 96-97 sezonundaki 85 puanlık rekoru da kırılmış oluyordu. Mourinho’nun Porto’su Portekiz Kupasıyla birlikte, UEFA Kupası’nı da kazanıyordu.

Ertesi sezonun başında Leiria’yı yenerek Portekiz Süper Kupasını kazanıyor fakat UEFA Süper Kupa finalinde Milan’a Shevchenko’nun attığı golle boyun eğiyordu. Şampiyonlar Ligine mükemmel bir başlangıç yapan Porto, önüne geleni deviriyordu. M.United’ı yenip Şampiyonlar Ligini kazandıkları maçtan sonra sonra İngiliz taraftarlar Porto’luları ayakta alkışlıyordu.


Liverpool, Real Madrid ve Chelsea, Mourinho’nun peşindeydi artık. “Liverpool’u herkes ister. Chelsea ise çok para harcadı ama başarı kazanamadı. Çünkü herhangi bir projeleri yok. Roman Abramoviç beni istiyor ama onu emekli edebilirim. Kulübün sadece para işlerine karışır. Büyük başarılar büyük paralarla gelmez. Kaliteli oyuncuları almak için para önemlidir ama aldığınız kaliteli oyuncunun da işe yarayacağı garanti değildir” diyerek, daha göreve başlamadan Chelsea’nin Rus patronunu topa tuttu.


Haziran, 2004’te Chelsea’nin başına geçti. Yılda 4.2 milyon sterlin kazanıyordu. Bu maaş bir yıl sonra 5.2 milyon sterline yükseltilmişti. Bu bir teknik adamın aldığı en yüksek ücretti. Mourinho katıldığı bir basın toplantısında, "Lütfen aldığım parayla ilgili sorular sormayın. Ben Avrupa Şampiyonuyum ve dünyanın en iyi teknik direktörüyüm. Özel birisiyim” diyerek küstah açıklamalar yaptı.

Roman Abramoviç’e 70 milyon sterlin harcattı. Benfica’dan Tiago’ya 10 milyon sterlin, Marsilya’dan Didier Drogba’ya 24 milyon sterlin, PSV’den Kezman’a 5,4 milyon sterlin, Porto’dan eski öğrencileri Ricardo Carvalho’ya 19,8 ve Paulo Ferreira’ya 13,3 milyon sterlin ödettirdi.

Devre arasına girilirken Chelsea, Premier Ligde liderdi. Şampiyonlar Liginden ise elenmişti. Cardiff’te oynanan FA Cup finalinde ise uzatmalarda Liverpool’u 3-2 yenerek kupa kazanılmıştı. Fakat Mourinho, Liverpool’lu taraftarlara orta parmağını göstererek, ortamı germişti.

Sheva’nın gelişi Mourinho ile Abramoviç’in arasını açtı. Rus patron, Ukraynalı forvetin oynatılmasını istiyordu. Mourinho ise 14 maçta 4 gol atabilen Premier Lig tarihinin en pahalı transferi Sheva’yı kulübede oturtuyordu. Abramoviç’in hamlesi İsrailli teknik adam Avraham Grant’ı Mourinho’nun üzerine Futbol Direktörü olarak getirmek oldu.

Chelsea’deki koltuğu Rosenborg ile 1-1 berabere kalınan maçtan sonra sallanmaya başladı. Daha sonra da Chelsea’ye 3 yılda 6 kupa kazandırmasına rağmen görevi bırakmak zorunda kaldı. Onun yerine görevi İsrailli Grant aldı. Grant, Chelsea’yi Premier Lig’de ikinci yaptı.


2 Ocak’ta Roberto Mancini’nin yerine Inter’in başına teknik direktör olarak geçti. Yardımcılığına da İtalyan futbolunun efsane ismi Giuseppe Baresi’yi getirdi. İlk basın toplantısında 3 hafta içinde İtalyanca öğreneceğini iddia ederek İtalyan basın mensuplarını şaşkına çevirdi.


18 yaşındaki İtalyan forvet Mario Balotelli ve genç takımdan Davide Santon’u A takıma çıkararak sürekli bu oyunculara forma şansı verdi. Mourinho’nun ilk Serie A şampiyonluğunda iki oyuncunun da büyük payı oldu.

2009 Mart ayında düzenlediği basın toplantısında medyayı topa tuttu. İtalya Liginde Ancelotti, Spaletti ve Ranieri’nin başırılı gösterilip kendisinin başarısız gösterilmesi üzerine basını, “Entelektüel Fahişeler” diye suçladı.

28 Temmuz 2009’da bir açıklama yapan Mourinho, Alex Ferguson’un koltuğuna aday olduğunu açıkladı. “M.United Ferguson’dan sonra başarılı olmak istiyorsa, onun koltuğuna adayım. Onlar isterse, ben de orada olmak isterim” diye konuştu.

Mourinho’nun çalıştırdığı takımların en büyük özelliği kendi evlerinde yenilmemesi. En son 2002 yılı 23 Şubat’ın da Porto’yu çalıştırırken, kendi sahasında Beira Mar’a 3-2 yenilen Mourinho, o günden bu yana 131 maçtır sahasında yenilmiyor. Mourinho, Porto ile 38, Chelsea ile 60 ve Inter ile 33 maçtır yenilmiyor.
 
En son kupasını 2 hafta önce yeni takımının sahasında  Santiago Barnebau da Bayerni yenerek Şampiyonlar ligi şampiyonu oldu ona göre Dünya kupasından bile önemliydi bu.
 
 

Mourinho Skandalları;
Rumen futbolcu Mutu, Mourinho’yu kendisinin milli takıma gitmesini engellemesi için Chelsea’nin doktorları ile anlaştığını iddia edip, sakat olmadığı halde sakat raporu aldırmak istediğini iddia etti. Mourinho bu iddiaları reddederken, Mutu bir süre sonra kokain kullandığı gerekçesiyle ceza aldı.


2005 Mart’ında Chelsea ile Barcelona arasında oynan maç sonrası hakem Anders Frisk’in, kendilerine düşmanca davrandığını Barcelona’yı kayırdığını iddia etti. Maç sonrası İngiliz taraftarlardan ölüm tehditleri alan Frisk, hakemliği bıraktı. UEFA Hakem Komitesi başkanı Volker Roth ise Mourinho’yu ‘hakem düşmanı’ ilan etti.

2 Haziran 2005’te Arsenal’li Ashley Cole’la illegal yoldan transfer görüşmesi yaptığı için 200 bin sterlin para cezasına çarptırıldı. Aynı suçu işlediği için cezasına Ağustos ayında 75 bin sterlin daha eklendi.

Mourinho, Wenger'in Chelsea hakkında "kendi güvenlerini kaybedebilirler" sözlerinin üzerinde şaşırtıcı bir şekilde "voyeur" yani "dikizci" demişti. Konu ile ilgili açıklama yapan Wenger, Mourinho'nun "haddini aşan saygısız tavırlar" sergilemeye başladığını söyledi. Wenger, Mourinho’yu mahkemeye vermiş, olay sonra tatlıya bağlanmıştı.

Wenger, Chelsea ile oynayacakları bir maç öncesi Mourinho'ya tavsiyede bulunarak; “Jose'nin antipatik tavırları kendine zarar veriyor. Bence daha sakin olmalı ve rakipleriyle ağız dalaşına girmemeli. Çünkü bu kendi takımını geriyor"dedi.

Chelsea-Arsenal kapışması öncesi Mourinho, Wenger'in teknik direktörlük becerilerini alaycı bir anlayışla sorguladı. Bir gazetecinin "Chelsea'nin makine düzeni gibi işleyen mücadeleci oyunu karşısında Arsenal'ın teknik ve pasa dayalı formatını kıskanıyor musunuz?" sorusuna "Bizim gerçeklere dayalı oyun planımız var" diyerek yanıt veren Mourinho şöyle devam etti: "Wenger futbolun gerçeklerini bilmiyor. Bu yüzden Bolton'u yenemiyor. Benim takımım Bolton'la oynadığı üç maçı kazanırken gol yemedi. Fark burada."

Mourinho’nun Chelsea’den gönderilmesine en büyük tepkiyi Wenger, gösterdi. Chelsea’nin, Manchester’ın Ferguson’a tanıdığı şansı, Mourinho’ya tanımadığını dile getirerek, "Üzücü bir durum. Mourinho gerçekten kaliteli bir hocaydı. İstikrara inanan bir hocayım. Futbol adına iyi bir karar olmadı. Chelsea’de iyi bir kadro ele aldı ama takımı çok daha iyi yerlere getirdi. Övgüyü hak ediyor çünkü İngitere’de kazanmak hiç de kolay değil” dedi.

Portekizli ise işsiz olduğu dönemde bile Fransız teknik adama salladı, "Wenger, her şeyi yapıyor ama yıllardır bir kupa kazanamıyor. Wenger'in sahip olduğu genç yetenekler hiç ilerleme kaydedemiyor. Parlamamış genç isimleri pahalıya satın alıp yıldız yapıyor. Bu da ona zaman kazandırıyor" dedi.

Portekizli teknik adam Everton’la oynadıkları maçta rakip takımın futbolcusu Andrew Johnson'ı penaltı kazanmak amacıyla kendisini yere atan bir 'dalgıç' olarak nitelendirmişti. Everton, bu söz üzerine dava açtı. Mourinho özür diledi olay tatlıya bağlandı.

Mourinho’nun, Real Madrid’in başına geçeceğine dair iddia üzerine yapılan bir anket, Real Madrid taraftarının Portekizli teknik adamı kesinlikle takımda görmek istemediğini ortaya çıkardı. Marca gazetesinin yaptığı ankete katılan 13 binden fazla Real Madrid taraftarının yüzde 78’i, Mourinho’nun takımın başına geçmesini istemedi.

Mourinho’yu değerlendiren Fatih Terim, “İtalya’da Ranieri ile kavga etti. İngiltere’de de Alex Ferguson ve Wenger ile kavga ediyordu. Tansiyonu yükselterek şansını artırıyor. Ama asla yenilmez değil” dedi.

Mourinho, 13 Aralık 2009'daki maç sonunda Inter Channel televizyonunun otobüste oyuncularla yaptığı söyleşiye kulak misafiri olan Corriere dello Sport muhabiri Andrea Ramazzotti'ye sinirlenerek, ''Bu o... çocuğunun burada işi ne? Basın salonuna gitsene sen, s.... git!'' demiş ve gazeteciyi kolundan tutarak otobüsten aşağı itmişti. İtalya Futbol Federasyonu, Mourinho'yu, 13 bin euro para cezasına çarptırdı.

Mourinho'nun saha kenarındaki tutumuyla İtalya'da antipati topladığını dile getiren Chelsea’nin İtalyan teknik direktörü Carlo Ancelotti; San Siro’da oynanacak Şampiyonlar Ligi mücadelesinde İtalyan taraftarların Chelsea'ye destekleyeceğini iddia etti. "Inter taraftarı olmayan her İtalyan bizim kazanmamızı istiyor, buna eminim" demişti.

Yaklaşık bir ay önce mafyayla bağlantıları olan bir grubun, Inter Teknik Direktörü Mourinho'nun evini gözlediği ve Como Gölü'nde bulunan villasını soymayı planladıkları ortaya çıktı. Bu olay üzerine Mourinho, güvenlik önlemlerini arttırdı.

Mourinho’yu isteyen ilk Türk takımı F.Bahçe’ydi. 2006 sezonunda F.Bahçe Portekizli teknik adama başd öndürücü bir teklifte bulunmuş ancak Portekizli teknik adam Chelsea ile sözleşmesi devam ettiği bunu kabul etmemişti. Scolari ile de anlaşamayan Sarı-Lacivertliler, sonunda Zico'da karar kılmıştı.

Adnan Polat başkan seçilmden önce Chelsea'den ayrılan Mourinho ile görüşmüş ve kendisinden olumlu yanıt almıştı. Mourinho ile İtalya'da buluşan Polat, Portekizli teknik adama yıllık 3 milyon euro teklif etmişti. Mourinho bir kaç gün sonra Polat'ı telefonla aradı ve “Eşim Türkiye'ye gelmek istemiyor. Nazik teklifiniz için teşekkür ederim” diyerek teklifi geri çevirdi.

Mourinho'ya, Milan ile oynadıkları derbi maçının ardından basına yaptığı ''Bizi durdurmak için her şey yapıldı. Şampiyonluğu bize bu kadar erken bırakmayacaklarını fark ettim'' sözleri yüzünden 18 bin Avro ceza almıştı.

Kanserli çocuklara katkıda bulunan CLIC Sargent’in üyesi oldu Mourinho, “Çocukları bu amansız hastalıkla savaşırken görmek, beni her zaman etkilemiştir. Onların cesareti ve kararlılıklarını alkışlıyorum. CLIC Sargent’i destekliyorum ve her çocuğa kanserle savaşlarında yardım etmek istiyorum'' şeklinde konuşmuştu.

Mourinho ve Chelsea oyuncularının da yer aldığı organizasyonda, yardımseverler thesmileshop.co.uk adresine girerek istedikleri hediyeyi katalogdan seçerek, bu kampanyaya katkıda da bulundu. Mourinho’nun ünlü paltosu açık artırmada 22 bin sterline satıldı.

Teknik direktörlük Karnesi;
2003 : UEFA tarafından avrupa'nın en iyi teknik direktörü ödülü[1]

2004 : Portekiz Kupası finalisti, IFFHS tarafından dünya'nın en iyi teknik direktörü ödülü, UEFA tarafından avrupa'nın en iyi teknik direktörü ödülü[1]

2005 : IFFHS tarafından dünya'nın en iyi teknik direktörü ödülü, UEFA tarafından avrupa'nın en iyi teknik direktörü ödülü[1]
2006 : Premier Lig'in en iyi teknik direktörü ödülü.
2007 : Premier Lig 2.'si.
2010 : Serie A 1.'si , İtalya Kupası şampiyonu , Şampiyonlar Ligi şampiyonu
İki ayrı takımda Şampiyonlar Ligi'ni kazanan 3. teknik direktör.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder